İlk naklen savaştan ilk naklen halk isyanına

Teknoloji sayesinde dünyadaki gelişmeleri anında, canlı canlı izler olduk. Herşey birinci körfez savaşında Amerikan füzelerinin Bağdat’ı vurmasıyla başladı. Biz ekrandan savaşı canlı canlı izlerken, bir yandan çayımızı yudumlayıp sıcacık evimizde “naklen savaş” izliyorduk.

Sonra 11 Eylül 2001’de terörün Amerika’yı vurmasını canlı izledik. İlk uçakları kaçırmıştık ama binaların yıkılışını, insanların can havliyle kaçışını, ortalığın savaş alanına dönmesini, kurtarma çalışmalarını yine naklen izledik.

Ardından internette patlayan uluslararası skandal geldi: Wikileaks… Hem internetten hem televizyondan bütün gelişmeleri anı anına izledik.

Ve en son, bir ulusun isyanı geldi canlı olarak ekranlarımıza… İnternette başlayan ve hızla yayılan isyan sokaklara taştı. Mısır halkının ayaklanması, protestolar anında evlerimizin içine geldi televizyon sayesinde.

İlk naklen savaş

1991 yılının ocak ayıydı, çok soğuk bir gündü. Arkadaşlarla gece dalışına gitmiştik, zorluydu, soğuktu, bir sürü tehlike atlatmıştık ama sağ salim evimize varmıştık,. Ertesi gün bir basın toplantısı dönüşü ayağımdaki ağır çizmelerle yürürken küçücük bir taşa çarpmış ve düz yolda ayağımı kırmayı başarmıştım. Alçıya alınmıştı. O gece ağrıdan uyuyamıyordum. Öyle çok kanal yoktu, birkaç tane. Irak sıcak bölgeydi o günlerde ve birçok gazeteci arkadaşım Diyarbakır ve Adana’daydı. Özellikle İncirlik üssünde hareketliliği takip ediyorlardı. Irak’a Kuveyt işgaline son vermesi ve geri çekilmesi için tanınan süre sona ermişti. Bekliyorduk bir şeyler. Alçıdaki ayağım şişmiş, zonklamalar uykumu yok etmişti. Can sıkıntısından onlarla telefonda konuşuyordum. Tabii cep telefonları yoktu. Ben ev telefonundan, otellerinde sıkıntıyla bekleyen arkadaşlarımla bildiğimiz sabit hatlardan konuşuyorduk.

Biri heyecanla aradı beni, “televizyonu aç” dedi. “E açık zaten” dedim. Kanal değiştirdim, Star TV’de durdum. Ve o anda gözlerime inanamadım. Canlı yayın başladı. Bir savaşı ilk defa canlı olarak izliyordum. Büyülenmiş gibi ekrana kilitlenmiştim. Gece karanlık, patlamalar, gürültü…

İşte evimde, salonumda bir savaşı canlı izliyordum. Dünya tarihinde bir ilki yaşadık o gece… Teknoloji sayesinde “İlk naklen savaş”…Alçılı ayağım yastık üzerinde, gözümün önünde binalar yıkılıyor, insanlar ölüyordu… Yeşil bir fon vardı ekranda sürekli, gece görüşü dalgası… Ha bire füzeler gönderiliyordu… Beynimize günlerce kazındı o görüntü..

Ekranda füzelerin fırlatılışı, fonda bombalama sesleri… CNN muhabirleri Peter Arnett, Bernard Shaw ve Vohn Holliman ilk geceyi canlı ses bağlantısıyla aktarıyorlar. Star TV simültane tercüme yapıyor. Biz de Bağdat’ın bombalanmasını ağzımız açık izliyoruz.

Birinci körfez savaşı, tarihe ilk canlı yayınlanan hem de teknolojinin üstünlüğünü vurgulayan savaş olarak geçti. Biz de canlı tanıklarıydık…

Uluslararası skandalları anında öğrendik: Wikileaks

Eh wikileaks’i bilmeyen kalmadı. Wikipedi özetle şöyle açıklıyor: “WikiLeaks’in Çinli muhaliflerin yanı sıra ABD, Tayvan, Avrupa, Avustralya ve Güney Afrikalı gazeteciler, matematikçiler ve şirket teknologları tarafından kurulduğu belirtilmiştir. Avustralyalı gazeteci ve internet aktivisti Julian Assange, organizasyonun görünen yüzüdür”…

Uluslararası sırları deşifre eden Wikileaks’in veritabanında 1.2 milyondan fazla doküman var. Bu site 2006 yılının kasım ayından itibaren varlığını sürdürüyor. Ama bütün dünya sitenin kuruluşunda tam 4 yıl sonra, 2010 yılının kasım ayında wikileaks’in ne olduğunu ve teknolojinin artık sırra, gizeme izin vermeyeceğini öğrendi. Çünkü Amerika’nın diplomatik belge sızıntısı, direk wikileaks’in veri tabanına aktı ve sonra bildiğiniz gibi kıyamet koptu.

Bir ulusun isyanı naklen ekranlarda

Gelelim son haftalarda bütün dünyanın gündemine yerleşen Mısır’daki halk ayaklanmasına… Bölgedeki özgürlük rüzgarları Mısır’a da ulaştı ve Cuma günü başlayan halk ayaklanmasını o dakikadan itibaren ekranların başına oturup canlı izledik. Halkın meydanlarda toplanması, atılan sloganlar, çatışmalar, liderlerin açıklamaları, uzmanların yorumu. Hepsi odamızda…

Üstelik bu isyan da yine teknoloji sayesinde birden fazla ilke imza attı. Ayaklanma çağrısı Facebook’ta başladı. İnternet sayesinde bütün ülkeye yayıldı, bütün dünya anında haberdar oldu. Hükümetin internetin fişini çekmesi, iletişim ağlarının şalterini kapatması fayda vermedi. Halk yine meydanlara yürüdü, sağolsun televizyoncular da halk ayaklanmasını evimize kadar getirdi.

Hayatın her hücresine işleyen teknolojik gelişmeler, bakalım gelecekte nelere gebe?

(4 Şubat 2011 Cuma, Bilgi Çağı – Figen Onur)